(a) terketmek, reddetmek, vazgeçmek, feragat etmek. They laid aside their bad habits. (b) ayırmak,
saklamak, bir yana koymak, (c) biriktirmek. lay aside money for one's old age. (d) (elinden) bırakmak, bir yana koymak. He laid his book aside to listen to me.